KUŞAK FARKI
Hep duyar veya söyleriz “kuşak farkı var, o kadar olacak”… Yaşım yetmişe birkaç basamak kalınca ve kuşaklararası farkı görüp yaşayınca nedenlerini düşünmeye başlayıp daha çok irdeledim.
Benim kuşağım, geniş ailede büyüyen, bazen kıskanarak, bazen kızarak ama her şeyi de paylaşarak yetişen bir nesil. En başta da sevgiyi ve sevdiklerimizi aile bireylerimizle ve geniş ailemizle paylaşarak…Büyüklerimizden iş bölümü yapmayı, kızıp tartışsak bile babaannemin deyimiyle “tülbent kuruyana” kadar sürdürmeyi ve akabinde yine eskisi gibi olmayı öğrendik. Yaşamın psikolog yaptığı büyükannelerimizin, nasihat etmek yerine uydurdukları masallardaki öğütlerle yetiştik. Çevremizdeki ve okuldaki arkadaşlarımızın ekonomik durumu ve ailelerin değer yargıları hemen hemen aynıydı, kafamız karışmıyordu kısacası….
Bizim kuşak büyüyüp evlat sahibi olunca düzen değişmeye başladı. Okuyup meslek sahibi olunca ve şehirler değişince aile yapısı da çekirdek aileye dönüştü. Çocukları bakmaya (eğitmeye değil sadece bakmaya) ya akrabalardan birileri geldi ya çevreden önerilen birilerine para ile baktırılmaya başlandı. Aileler arasında ekonomik durumun arası açılmaya, değerler de farklılaşmaya başladı. Genelde çocuklar evde dört duvar arasında ve yaygınlaşmaya başlayan televizyonlar karşısında zaman geçirmeye başladı. Eve yorgun argın gelen, ev işlerinde yardımcısı olmayan anne ve babalar, çocuklarına çok zaman ayıramaz oldular. Aile, şehir yaşamında koşuşturmaktan çocuklarını parklara, açık havaya çok çıkaramaz oldu.
Dört duvar arasında büyüyen çocuklar anne baba olunca, yeni yeni açılan ve yaygınlaşan kreşleri çocukları için tercih eder oldular. Çocuklar erken yaşta eğitim gördüler ve sosyalleşerek de kendilerini daha iyi ifade eden, özgüveni gelişmiş çocuklar oldular. Bu çocukları görüp takdir eden aileler de çocukları için kreşleri tercih eder oldular. Kreş tercihi yapmayan veya ekonomik nedenlerle yapamayan ve/veya bakıcılık yapma imkanları elinden giden bazı bireylerin kreşlerle ilgili yorumlarından etkilenen aileler ile kreş açarken sadece ticari düşünerek para hesabı yapanların hataları yüzünden bu kuşağın çocuklarının hatırı sayılır bir bölümü de kreşlerden yararlanamadı.
Bu üç kuşak arasındaki farklılıkların bir çoğu, çocuklukta alınan eğitimle ve yaşam şartları ile ilgili.
Şimdi “Z kuşağı” deyip davranışlarını ve özgür fikirlerini takdir ettiğimiz kuşak, kreşlerde eğitime başlayan ve şimdi anne baba olan neslin çocuklarıdır. Z kuşağı, artık çok daha iyi yetişmiş ailelerin kreşlerde eğitime başlayan çocuklarıdır. Düşünce ve davranışlarında özgür ve özgüvenli yetişen anne babalar, çocuklarını da ayni şekilde yetiştirip destek olunca harika bir kuşak ortaya çıktı. Ben emekli bir öğretmen olarak bu kuşaktan çok şey bekliyorum ve başarılar diliyorum.